Alfred Nobel

22 Şubat 2010 Pazartesi0 yorum

Ödüllerin arkasındaki adam
Alfred Nobel9 yaşında iken ailesi ile birlikte Rusya’ya gitti. Burada kardeşleri ile birlikte özel öğretmenlerden insanlık ve tabii bilimler eğitimi aldı. Geleceğini vermek Nobel için geçici bir heves değildi. Faaliyetlerinin esasını teknolojik araştırmacı ve mucit olarak bilim teşkil ediyorsa da, edebiyattan entelektüel bir zevk alıyordu.
21 Ekim 1833’te Isveç’in Stockholm şehrinde oturan bir ailenin, ileride ünlü bir bilim adamı, mucit, iş adamı ve Nobel Ödüllerinin kurucusu olacak bir oğlu dünyaya geldi. Babasının adı Immanuel Nobel, annesinin adı Andriette Ahlsell Nobel’di. Oğullarının adını Alfred koydular.
Babanın işleri kötüye gidip, işyerini kapatmak zorunda kaldığı yıl Alfred dünyaya geldi.
1837 yılında, Immanuel Nobel işini başka bir yerde sürdürmeye karar vererek, Finlandiya ve Rusya’ya gitmek üzere yola çıktı. Alfred’in annesi Stockholm’de kalarak ailesine bakacaktı. O sıralar Alfred’in kendinden büyük iki kardeşi vardı, biri 1829 yılında doğan Robert, diğeri ise 1831 yılında doğan Ludvig. Varlıklı bir aileden gelen Andriette Nobel, bir bakkal dükkánı açtı.
AİLE RUSYA’YA GİDİYOR
Bir süre sonra Immanuel Nobel'in Rusya’daki St. Petersburg şehrindeki işi iyi gitmeye başladı. Kendisi Rus ordusuna teçhizat sağlayan bir mekanik atölyesi açmıştı. Ayrıca Rus Çarını ve generallerini deniz mayınlarının kullanımı ile düşmanın St. Petersburg ’a hücum ve istila etmesinin engellenebileceği hususuna inandırdı. Mayınlar Ingiliz Kraliyet Donanmasının 1853/1856 yılları arasında olan Kırım Savaşı sırasında St. Petersburg’u bombalama menziline girmelerini önledi.
Rusya’daki bu başarısı ile Immanuel 1842 yılında ailesini St. Petersburg’a getirebildi. Ailenin 1843 yılında Emil adında başka bir çocukları dünyaya geldi.
Dört kardeşe birinci sınıf eğitimi özel öğretmenler vasıtasıyla verildi. Ders müfredatları tabii bilimler, dil ve edebiyattı. Alfred 17 yaşında Isveç, Rus, Fransız, Ingiliz ve Alman dillerinde konuşabiliyor ve yazabiliyordu. 
Alfred en çok edebiyat, kimya ve fiziğe ilgi duyuyordu. Babası oğlunun kendisinin yapmış olduğu aşamaları izlemesini istiyordu ve oğlunun şiire duyduğu ilgi onu memnun etmiyordu. Oğlunu Kimya Mühendisi olması için yurtdışına gönderdi.
Alfred Paris’te ünlü kimyager Profesör T. J. Pelouze’ un laboratuarında çalıştı. Burada adı Ascanio Sobrero olan genç bir Italyan kimyageri ile tanıştı. Sobrero üç yıl önce yüksek bir patlayıcı sıvı olan Nitrogliserini bulmuştu. Bu maddenin pratik kullanımının çok tehlikeli olduğu düşünülmüştü.
Alfred nitrogliserine çok ilgi duymuştu ve bunun yapı işlerinde emniyetli bir şekilde nasıl kullanılabileceğini düşünmeye başlamıştı. Eğitimi bitip, Rusya’ya döndükten sonra babası ile birlikte nitrogliserini ticari ve teknik açıdan yararlı bir patlayıcı haline getirmek için çalışmalara başladı.
Kırım Savaşı sona erdikten sonra Alfred’in babasının işleri kötüye gitmeye başladı. Bunun üzerine Isveç’e geri dönmeye karar verdi. Alfred’in büyük kardeşleri Robert ve Ludvig Rusya’da kalarak aile işinden kalanları kurtarmaya çalıştılar. Başarılı da oldular ve Rusya’nın güneyinde bir petrol endüstrisi kurmaya gittiler.
Nobel Ailesi 1863 yılında Isveç’e geri döndükten sonra, Alfred nitrogliserini güvenli bir patlayıcı haline getirme işine yoğunlaştı. Ne yazık ki yapılan deneyler kazalara neden olup, aralarında Alfred’in genç kardeşi Emil de olmak üzere birçok kişinin ölümüne neden oldu. Isveç hükümeti bu deneylerin Stockholm il sınırları dahilinde yapılmasını yasakladı.
Alfred pes etmedi ve deneylerini MŠlaren gölünde mavna veya düz zeminli tekneler üzerinde sürdürmeye devam etti. 1864 yılında nitrogliserinin büyük oranlarda üretimine başladı, ancak ürünü muhtelif katkılarla daha emniyetli hale getirme işine son vermedi.



Alfred dinamiti buluyor



Alfred NobelAlfred nitrogliserinin "Kieselgur" adı verilen ince bir kum çeşidi ile karıştırılınca çubuk haline getirilebilen bir macun haline geldiğini buldu. Bu çubuklar açılan deliklerin içine yerleştirilebiliyordu. Buluş 1866 yılında yapılmıştı. Alfred ertesi yıl bu buluşunun patent ve yasal kullanım haklarını aldı. Bulduğu malzemeye Dinamit adını verdi. Ayrıca bir fünye veya ateşleyici de geliştirdi.
Bu buluşlar elmas madenlerinde matkapların ve havalı matkapların kullanılmaya başladığı zamana rastlar. Bununla birlikte bu buluşlar tünel açma, kayaları patlatma, köprü kurma işleri gibi inşaat işlerinde maliyetin azalmasına da yardımcı oldu.
DEĞİŞİK YERLERDE FABRİKALAR
Dinamit ve patlatıcı fünyeleri inşaat endüstrisi tarafından büyük miktarlarda talep edilmekteydi. Bu sebepten Alfred 90 değişik yerde fabrika açtı. Kendisi Paris’te yaşamakla beraber sık, sık 20 değişik ülkede bulunan fabrikalarını ziyaret ediyordu. Kendisini "Avrupa’nın en zengin avaresi" olarak nitelendiriyordu. Özellikle Stockholm (Isveç), Hamburg (Almanya), Ardeer (Iskoçya), Paris ve Sevran (Fransa), Karlskoga (Isveç) ve San Remo (Italya)’da çalışmaktaydı. Sentetik lastik, deri ve suni ipek imalatında tecrübe kazanmıştı. 1896 yılında öldüğünde 355 adet patente sahipti.
Alfred’in kendi ailesi yoktu. Bir gün gazeteye sekreter bulmak için ilan verdi. Avusturya’lı bayan, Bertha Kinsky von Chinic und Tettau işe girdi. Kısa bir süre çalıştıktan sonra kont Arthur von Suttner ile evlenmek üzere Avusturya’ya geri döndü. Alfred ve Bertha von Suttner arkadaş kaldılar ve yıllarca birbirlerine mektup yazdılar. Bertha sonradan barış hareketinde çok aktif bir duruma geldi. Ünlü kitabı olan "Silahları Bırak" adlı eserini yazdı. Alfred Nobel ona sonradan Nobel Ödülünü kurmak istediğini yazdı ve barışa katkıları olan insanlar ve teşkilatlara ödül verilmesini istedi.



Nobel ödülleri



Alfred NobelAlfred Italya’daki San Remo şehrinde 10 Aralık 1896 tarihinde öldü. Son arzusu ve vasiyetinde gelecekte elde edilecek servetinin büyük bir kısmının fizik, kimya, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barış alanında insanlığın yararına çalışmalar yapan kişilere verilmesini istemiştir.
Ancak bu herkesi memnun etmemişti. Akrabaları bu vasiyete karşı çıkmışlar ve vasiyet muhtelif ülkelerdeki yetkililer tarafından sorgulanmıştır. Vasiyet hükümlerini yerine getiren kişilerin tarafları ikna etmeleri dört yıllarını almıştır.
1901 yılında Fizik, Kimya, Fizyoloji veya Tıp ve edebiyat alanında ilk Nobel ödülleri Stockholm Ğ Isveç ve barış ödülü Oslo Ğ Norveç’te verildi.
SAĞLIĞI VE TIPLA İLİŞKİSİ
Alfred Nobel 27 Kasım 1895 tarihli vasiyetinde mülklerinin gelirinin bir fonda toplanmasını ve bunların faizinin beşe bölünerek Fizik, Kimya, Edebiyat ve Barış ödülleri için kullanılmasını istemiştir. Bu beş hisseden biri "Fizyoloji veya tıp alanında en önemli buluşu yapacak kişiye" verilecekti. Ödüllerin bunları kazananlara dağıtılması sorumluluğu Stockholm’deki The Royal Caroline Medico-Surgical Institute’e (Kraliyet Caroline Tıp ve Cerrahi Enstitüsü) verilmişti. Bu enstitünün bugünkü adı Karolinska Institutet’tir.
Alfred Nobel ömrünün büyük bir kısmını sağlıksız geçirmiştir. Sindirim yetersizliği, baş ağrıları ve arada sırada gelen depresyon nöbetlerinden şikáyetçi idi. Geçliğinde birkaç haftayı sağlık dinlence yerlerinde geçirmiştir. Ilk kaldığı yer 1854 yılında Bohemya’daki Franzenbad kaplıcasıydı. Dinlence yerindeki faaliyetsizlik kendisini huzursuz etmiş, canı sıkılmıştı. Kaplıcada tatbik edilen tıbbi tedaviden etkilenmemişti. Tedavi banyo, dinlenme ve iyi su içmekten ibaretti. Alfred Nobel ömrünün son yıllarına doğru şiddetli ağrılara neden olan kalp-göğüs anjininden mustaripti. Kendisinin genç yaştaki sağlık sorunlarının nedeni hakkında bilgi mevcut değildir, ancak kendisinin aşırı çalıştığı ve zihinsel stres altında bulunduğu da bir gerçektir. Kendisini sık, sık yalnız ve arkadaşsız hissederdi. Uzun saatlerini laboratuarda ilkel koşullar altında geçirirdi. Laboratuar çalışmalarının yanında fabrikalar, bankalar ve çalışanları ile münasebetlerinin kendisi yürütürdü. Sık, sık seyahat ederdi. Evi yoktu. Mektuplarından birinde şöyle yazmıştı:
"Evim çalıştığım yerdir ve ben her yerde çalışırım."
Zayiat ve kötü reklamla sonuçlanan fabrikalardaki patlamalar, patent ihlalleri, patentlerini korumak için verdiği hukuk savaşı kendisi için ağır bir yük teşkil etmişti. Bu yıllarda sık. sık maruz kaldığı depresyonlara rağmen işini azimle sürdürmeye devam ediyordu. Ömrünün son yıllarında ruhsal durumu daha neşeli bir hale geldi ve iş faaliyetlerine şahsen iştirak etme durumunu azalttı ve Isveç’e geri döndü. Son olarak bir felç geçirdi ve kısmen felç olarak 10 Aralık 1896 tarihinde San Remo’daki evinde öldü.
Alfred Nobel'in fizyoloji ve tıbba olan ilgisi bilimseldi. Laboratuar notlarında hastalıkları tedavi etmek ve azaltmak amaçlı fikirlerini test etmek için notlar bulunurdu. Anestezi ile ilgileniyordu ve bu maksada uygun madde ve alkollerin listesini yapıyordu. Ayrıca anestezi maddelerinin, eter ve kloroform anestezisine alternatif olarak, damara zerkleri üzerinde de düşünüyordu. Bu işlem bugün genellikle uygulanmaktadır.
Nitrogliserinin mucidi olan Ascanio Sobrero notlarında bu maddeye maruz kalanların baş ağrılarından mustarip olabileceklerini yazmıştı. Bu madde ile birçok deneyler yapan Alfred Nobel’in maddenin bu etkisine sık sık maruz kalmış olduğu düşünülebilir. Nitrogliserin endüstriyel çapta üretilmeye başlanınca, bunun tıbbi ve çevresel açıdan ve bu madde ile çalışanlar için oldukça tehlikeli bir madde olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak nitrogliserin bir taraftan da bazı durumlarda hastalıkların tedavisi için faydalı bir madde idi. Lauder Brunton adlı ünlü Ingiliz hekimi 1867 yılında organik nitratların GöğüsĞ Kalp Anjini tedavisinde etkili olduklarını buldu. 1890 yılında Nobel’in hekimleri ona kalp rahatsızlığı için nitrogliserin kullanmasını tavsiye ettikleri zaman, bunu reddetti.
Alfred Nobel’in Ragnar Sohlman’a yazdığı 25 Ekim 1896 tarihli mektupta şöyle diyor:
"Rahatsız kalbim benim Paris’te en azından, hekimler acil tedavim için bir karara varana kadar, birkaç gün geçirmeme izin verecektir. N/G 1’in dahilen alınmasını önermem talihin bir cilvesi değil mi? Kendileri buna, kimyager ve halkı ürkütmemek için Trinitrin adını takmışlar".
Nitrogliserin, kalp-göğüs anjini tedavisinde 100 yıl süre ile tedavideki fizyolojik mekanizması bilinmeden kullanılmıştır. 1998 Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülünü paylaşan Robert Furchgott, Louis Ignarro, ve Ferid Murad sayesinde bugün nitrogliserinin genel bir gaz ve çevre kirleticisi olarak bilinen Nitrik Oksit NO gazı salarak çalıştığını biliyoruz. Bu gaz Endothelial Hücre tabakasında salınarak kan damarlarının içini kaplamaktadır. Buradan düz kas hücre tabakasına geçerek Miyo Flamanların gevşemesini sağlamaktadır. Bunun sonucunda kan damarları genişleyip, daha çok kanın akmasını sağlamaktadırlar. Gelişen kan sirkülasyonu sayesinde kalp kasları daha fazla oksijen almakta ve acı azalmaktadır.
KRALIYET CAROLINE TIBBI CERRAHI ENSTITÜSÜ
Alfred Nobel’in bu enstitüye fizyoloji ve tıp alanında ödül alacakları seçme işini emanet etmesinin sebebini anlamak için enstitünün tarihine bir göz atmak gerekir. Adı sonradan Carolinska Medico-Surgical Institute olarak değiştirilen enstitü, 1810 yılında küçük tıp kolejlerinin ve berberlerin organ kesme işini yaptıkları cerrahi ticaret okulunun birleşmesi ile kurulmuştur. Isveç Rusya ile yaptığı savaşı kaybetmiştir ve orduda hekimlere ihtiyaç vardır. Akademik olarak enstitü Uppsala ve Lund üniversitelerinin tıp fakültelerinin seviyesine henüz gelmemiştir. Alfred Nobel 1895 yılında vasiyetini yazdığı zaman Karolinska Institutet’in öğrencileri tıbbi konularda sınava tabi tutma yetkisi yoktu. Öğrencilerin bu iş için Uppsala üniversitesine gitmeleri gerekiyordu ve bazı profesörler enstitünün kapatılıp, tıbbi eğitimin tamamen Uppsala’ya verilmesini istiyorlardı. Nobel’in enstitüye ilgisini yönelten bir husus, kurucu babaları Jöns Jacob Berzelius ve Anders Retzius olan uygulama kimyasıydı. Hekimlerin eğitimi tabii bilimlere dayanıyordu. Berzelius o zamanlar "Hayvan Kimyası", bu gün ise Biyokimya adı verilen konu ile ilgilenen, doku ve vücut sıvılarının bileşimini analiz eden saygın bir kimyagerdi. Anatomi eğitimi gören Retzius ise dokuların hücresel yapılarını mikroskopla inceliyordu. Diğer tıp fakülteleri ile tezat oluşturarak hastalık ve günah ilişkisi üzerinde sonsuz ilahiyat tartışmalarına giriliyordu.
Alfred Nobel’in enstitünün temsilcileri ile ilişkisi vardı. Bunlardan biri bir çocuk hekimi ve Karolinska Institutet’te profesör asistanı olan Dr. Sten von Hofsten’di. Annesinin hatırasını kurulan bir fonu yönetiyordu. Hofsten Alfred Nobel’in biyoloji ve fizyolojiye duyduğu ilgiye şaşırdı. Iki konu üzerinde beraberce uzun konuşmalar yaptılar.
1890 yılında Hofsten Paris’te Alfred Nobel ile buluştu ve Nobel’in tıp bilimine büyük ilgi duyduğunu keşfetti. Nobel kendisine genç ve iyi eğitimli bir Isveçli fizyoloji uzmanı ile birlikte çalışabileceğini ve bu kişinin beyninde fizyoloji konusunda güzel fikirler olduğunu söyledi. Hofsten’in aracılığı ile Johan Erik (Jöns) Johansson Alfred Nobel’in Paris dışındaki Sevran laboratuarında kan transfüzyonu konusunda çalışmaya davet edildi. Johansson daveti kabul etti ve Sevran’da elli ayını geçirdi. Alfred Nobel’in görüşüne göre kan transfüzyonu konusundaki en büyük engel, kanın vücut dışında süratli bir değişime uğraması ve kanın bu nedenle kanı verenden doğrudan kanı alana nakledilmesi gerektiğiydi. Kanı muhafaza için erimiş boraks tüpleri kullanıldı. Kan nakillerinde ise sodyum kullanıldı. Bunlar kana en az zarar veren maddelerdi. Bunlar kan grubu problemi çözülmeden önce yapılıyordu ve bu fikirlerden hiçbir şey elde edilmedi.


Alfred Nobel'in vasiyeti





Alfred NobelAlfred Nobel’in vasiyeti 1896 yılında açıldığında bazı akrabalarının itirazına maruz kaldı. Nobel Kuruluşunun statüsü yazılırken anlatım biçiminin detaylı bir analizi gerekiyordu. Kraliyet Caroline Tıbbi Cerrahi Enstitüsü rektör Count Mörner tarafından temsil ediliyordu.
Fakülte içinde fikir ayrılıkları vardı. Bazı üyeler enstitünün akrabaların hak iddialarının tasfiyesinden sonra bu işe girmesi fikrindeydi. Şimdi Karolinska Institutet’te profesör olan Jöns Johansson fakültenin işlerinde aktif olarak görev alıyordu. Fakülte içinde Alfred Nobel ile birlikte çalışmış, onun tıp alanındaki ilgisini bilen tek kişi olarak son kuralları formüle etmekte önemli bir rolü oldu. Birtakım görüşme ve uzlaşmalarla fizyoloji veya tıp alanının hem pratik tıbbi bilimleri, hem de teorik tıbbi bilimleri kapsadığı kararına varıldı. Bu da ödül müessesini yorumlarını yapmakta serbest kılıyordu. Yıllar boyunca ödüller hem teorik ve klinik öncesi bilimlerde, hem de klinik tıbbı alanında verildi.
Alfred Nobel’in vasiyetindeki tıbbi alanlara münhasır bağışları ilk değildir.
1890 yılında Kraliyet Caroline Tıbbi Cerrahi Enstitüsüne annesi Andrietta Nobel’in hatırasına bir fon kurması için SEK 50,000 tutarında bir bağışta bulunmuştur. Fonun amacı tıp bilminin bütün dallarında yapılan deneysel araştırmaları desteklemek ve meyvelerin kullanılması ile bu tür araştırmaları kolaylaştırmak ve tıbbi literatürü öğretmekti:
Alfred Nobel büyüdüğü ve özel öğretmenlerden eğitim aldığı Rusya’yı da tıbbi araştırma alanında desteklemiştir. 1894 yılında Rus fizyolojicisi I.P. Pavlov ve St. Petersburg Tıbbi Kimya Profesörü M. Nencki deneysel çalışmaları için mali yardım almıştır.
ALFRED NOBEL VE EDEBİYAT
Alfred Nobel’in edebiyata ilgisinden önce, kendisi yaşadığı sürece kesin olarak bir mucit ve endüstri adamı olarak ün kazanmıştır. Ancak kendisinin çok yönlülüğünü, kompleksini ve çelişkili tabiatını anlamak için, kendisi için hayati önemi olan ilgilerinin de hesaba katılması gerekir.
Bunlar Nobel’in kütüphanesindeki kenarları yaldızlı küçük Byron ciltleridir. Birinci cildin içinde "Harriett" tarafından yazılmış Fransızca bir şiir bulunmaktadır.
Nobel, çalışma ve buluşlarının alanına ait olsa da onun ikinci evi edebiyat ve yazılardı. Ölümünden sonra geriye 1500 ciltlik bir kütüphane bırakmıştır. Bunların çoğu orijinal dillerde olup, 19.yüzyılın büyük yazarlarına ait eserlerdir. Bunların yanında filozof, ilahiyatçı, tarihçi ve diğer bilim adamlarının da eserleri yer almaktadır.
Kendisi ayrıca ciltler halinde mektup koleksiyonlarını, gençliğinde yazmış olduğu şiirleri, karalamaları ve çözümsel özellikteki , I ljusaste Afrika (Parlak Afrika’da, 1861) ve Systrarna (Kızkardeşler, 1862) adlı romanlarını bırakmıştır. Ömrünün son yıllarına doğru, buluşları ve işleri ona daha fazla zaman bıraktığında bir hicivci komedi taslağı olan The Patent Bacillus (1895, Bakteri Patenti) adlı eseri hazırlamış ve Nemesis (1896) adlı trajedisini yayınlamıştır. Nobel’in 1895 tarihli son arzusu kendisinin şiir sanatına olan düşkünlüğünün son ifadesidir; ödüllerden biri "Edebiyat alanında diğerlerinden çok daha iyi olan ve ideal yönde bulunan eseri yaratan kişiye verilecektir".
ST. PETERSBURG (1842-1863)
St. Petersburg’taki eğitimi sırasında Alfred Nobel en iyi özel öğretmenlerden kimya, fizik dersleri yanında edebiyat ve felsefe dersleri de almıştır. Kendisi erken gelişmiş, olağanüstü yetenekli bir öğrenci olmakla beraber, sessiz ve içine dönük bir kişilikteydi. Bir çok şeyi kendi becerisiyle öğrenmişti. Voltaire’i önce Isveç diline, sonra da tekrar Fransızca’ya çevirerek orijinali ile karşılaştırmıştır. Puşkin’in şiirsel destanı olan Odyssey’i, Turgenev’in Eugene Onegin ve Home of the Gentry (Asillerin Evi) adlı eserlerini Rusça asıllarından okumuştur. 17 yaşındayken yalnız Isveç ve Rusça dillerini değil, Fransızca, Ingilizce ve Almanca’yı da akıcı bir şekilde konuşuyordu.
Ingiliz romantikleri Wordsworth, Shelley ve Lord Byron kendisinin favori şairleri olup, kendisinde kalıcı bir etki yaratmışlardı.
Nobel’in 1851 yılında Paris’i ilk ziyaretinde yazmış olduğu "Bir bilmece olduğumu söylüyorsun" adlı şiirinde, romantik idealizmin etkilerine rastlanır. Ingilizce yazılmış ve 319 satır içeren şiir otobiyografi tarzındadır. "Güzel Kıza" ithaf edilmiştir. Şöyle başlamaktadır:
Bilmece olduğumu söylüyorsun- Olabilir hepimiz için bilmeceler bazen açıklanamaz durumdadırlar.
                            
Acı ile başlar, derin işkencelerle sona erer. Bu soluyan hamurun burada ne işi var?  
     
                            
STOCKHOLM, HAMBURG
(1863-1873)
Nobel hayatının iş dolu dönemlerinde, edebiyatla olan ilişkilerini bir tarafa bırakmak zorunda kaldı. Deneyleri, mali sorunlar, sürekli seyahatler ve gittikçe büyüyen endüstri imparatorluğu zamanının büyük bir kısmını yutuyordu. Ancak edebiyatın iyi örneklerini okumak onun için rahatlatıcı bir meşguliyetti. Seyahate çıkarken yanına daima bir veya iki kitap alırdı.
Bir mektubu bunu açığa vurmaktadır. 35 yaşlarında iken bazı projelerin kötüye gitmesi üzerine işi ve buluşlarını bir yana bırakıp, geçimini yazıları ile sağlamayı düşünmüştür.
PARIS (1873-1891)
Nobel 40 yaşında iken kültür başşehri olan Paris’e yerleşti. Burada Bertha von Suttner’le (Sonradan Avusturya Barış Hareketinin kurucusu) tanışmıştır. Bu tanışıklık Nobel için çok önemlidir. Yalnızca barış açısından değil. Bertha 1876 yılında Malakoff caddesindeki evini ziyaret ettiğinde, Nobel’in kütüphanesinden çok etkilenmiştir. Ziyareti kısa olmakla beraber ömür boyu süren ve daha çok mektuplaşarak süren entelektüel bir arkadaşlığın kurulmasına yol açmıştır. Bertha ile olan tartışmaları daha çok edebiyat alanında olmuştur. Bertha çalışmalarını "Sevgili arkadaş ve yoldaşından", "Arkadaşlığın ifadesi" gibi ithaflarla göndermeyi ihmal etmemiştir. Nobel bu çalışmaları okuduktan sonra, edebiyat görüşünde değişikler olmuş ve bunu ideal yön olarak kabul etmiştir. Bu husus yalnızca "Silahları bırakın!" adlı savaş karşıtı eserinde değil, 1885 yılında kaleme almış olduğu, daha çok özel ve estetik tabiattaki soruları yansıtan "Ein Manuscript!" adlı eserinde de kendini göstermiştir.
KRONOLOJİ
1833/Alfred Nobel Stockholm, Isveç’te doğdu. Babası Immanuel Nobel iflas etti. 1837/Immanuel Nobel önce Finlandiya sonra da St. Petersburg, Rusya’ya gitti, burada mekanik atölyesi kurdu. Ailesi Isveç’te kaldı. 1842/Nobel ailesi St. Petersburg ’ta yeniden birleşti. 1850-1852/Alfred Nobel  Paris’e giderek bir yıl Jules Pelouze laboratuarında çalıştı. Italya, Almanya ve Amerika’ya seyahat etti. 1853-1856 Kırım Savaşı başladı.
Nobel şirketi önce gelişti, ancak savaş bitip Rus ordusunun siparişleri sona erince iflas etti.Çaresizlikle yeni ürün arayışlarına gidildi. Alfred Nobel’in kimya öğretmeni ona nitrogliserini hatırlattı. 
1860/Alfred Nobel nitrogliserin deneylerine başladı. 1863/Nitrogliserin için (patlayıcı sıvı) ilk patentini aldı. Nitrogliserin için bir ateşleme mekanizması geliştirdi ve patentini aldı. Stockholm’e dönüp deneylerine devam etti. 1864/Emil, Alfred Nobel’in erkek kardeşi Stockholm-Heleborg’ta nitrogliserin hazırlarken öldü. Nobel deneylerine devam edip, nitrogliserin AB’yi (Stockholm) kurdu. 1865 /Alfred Nobel patlatma mekanizmasını geliştirdi ve Almanya’ya giderek Hamburg yakınındaki Krümmel şehrinde Alfred Nobel & Co. fabrikasını kurdu.
1866/Amerika’da United States Blasting oil şirketini kurdu. Şiddetli bir patlama Krümmel tesisini yerle bir etti. Elbe nehri üzerindeki bir salda nitrogliserini daha emniyetli bir patlayıcı haline getirme çalışmalarına devam edildi. Kieselgur adlı bir silis çeşidinin nitrogliserin ile karışınca istenilen şekle sokulabilen ve güvenli bir hamur haline geldiğini buldu ve bunu Dinamit diye adlandırdı. 
1867/Alfred Nobel Dinamit patentini aldı. 1870/Founds SociZtZ gZnZral pour la fabrication de la dynamite (Paris, France) şirketini kurdu.
1871/British Dynamite Company (Ardeer, Iskoçya, Ingiltere) şirketi kuruldu. Şirketini adı 1877 yılında is Nobel's Explosives Company olarak değiştirildi. 1872/Alfred Nobel’in babası Immanuel öldü. 1873 40 yaşındaki Alfred Nobel artık zengin birisiydi. Paris’e giderek Avenue Malakoff’a yerleşti. Ardeer ’de nitrogliserin ve dinamit imalatına başlandı. 1875/Alfred Nobel Paris’te patlayıcı jelatini buldu. 1876 yılında patentini aldı. 1876/Ilk adı Alfred Nobel & Co (Hamburg, Germany) olan , Dynamitaktiengesellschaft (DAG) kuruldu.
Alfred Nobel bir ev bakıcısı/özel sekreter ilanı verdi ve bu suretle Bertha Kinsky von Chinic und Tettau (sonradan von Suttner) ile tanıştı. Kendisi işini az süre sonra bırakarak Barış Etkinlikçisi oldu. 1880/Nobel’in Italyan ve Isviçre şirketleri birleşerek Dynamite Nobel’i oluşturdular. 1881/Alfred Nobel Paris dışındaki Sevran’da bir mülk ve laboratuar satın aldı. 1885/Bir grup Alman dinamit şirketi ile German Union birleşerek DAG’ı oluşturdular. 1886 Nobel-Dynamite Trust Co, (Londra, Ingiltere) DAG ve Nobel's Explosives ’in bir karteli oldu. 1887/Patlayıcı bir toz olan "ballistite" için Fransa’da patent aldı.
1889/Alfred Nobel'in annesi Andriette öldü. 1891 Alfred Nobel, Fransız hükümeti ile olan "ballistite" hakkındaki anlaşmazlık üzerine Paris’i terk ederek San Remo’ya yerleşti.
1893/Alfred Nobel, Ragnar Sohlman’ı tuttu. Kendisini sonradan vasiyetinin uygulayıcısı olarak atadı. 
1894/Alfred Nobel Karlskoga, Isveç'te bir küçük makine işletmesi Bofors-GullspŒng ve bir büyük makine işletmesi (Björkborn) aldı.
1895/Alfred Nobel’in üçüncü ve son vasiyeti Paris’teki Isveç-Norveç Klubünde imzalandı.
1896/Alfred Nobel 10 Aralık’ta San Remo’daki evinde 63 yaşındayken öldü.
Share this article :

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. teleyorum - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger