Vehbi Koç

22 Nisan 2010 Perşembe0 yorum

Vehbi KoçVehbi Koç, 1901 yılında Ankara'da Çoraklık semtindeki yazlık evde, "üzüme alaca düştüğü" günlerde doğdu. Doğduğu günü hiç bilmedi. Annesi "üzüme alaca düştüğü günlerde" deyince, sonradan çocuklarıyla birlikte 20 Temmuz'u doğum günü kabul etti.




BİR CUMHURİYET ÇINARI
Soyu, Kütükçüzadeler olarak anılan ana tarafından 600, Koçzadeler olarak anılan baba tarafından da 250 yıllık Ankaralı ailelere dayanıyordu. Babası Koçzade Hacı Mustafa Efendi, annesi Kütükçüzade Fatma Hanım'ın ilk çocuğuydu. Sonra iki kardeşi daha doğdu: Zehra ve Hüsniye.
Koçzade Ahmet Vehbi, 5 yaşında mahalle mektebine başladı. Hacı Bayram Camii'nin yanındaki "Topal Hoca'nın Mektebi"nde ilk tedrisini aldı. Mahalle Mektebi'nden sonra yine Hacı Bayram Camii'nin yanında kiralık bir evde ders görülen ilkokula başladı. Bu okulu birincilikle bitirdi. Daha sonra, bugün Tıp Fakültesi Ihtisas Hastanesi'nin bulunduğu yerde olan "Taş Mektep" denilen Ankara Idadi'sine (lise) gitti. Ancak idadi hayatı uzun sürmedi.
Dedesi Koçzade Hacı Mehmet Efendi, Vilayet Meclisi Umumi Azalığı yapmış, Ankara'da iyi tanınmış, zaman zaman taahhüt işlerine girmiş, buğday ticaretiyle uğraşmış hareketli bir insandı. Babası medreseye devam etmiş, hoca olmuş ancak bu konuda çalışmamıştı. Babası, o günlerde Ankara'nın en güzel caddelerinden biri olan Karaoğlan Caddesi (bugünkü Anafartalar Caddesi) üzerinde olan evlerinin altındaki dört dükkánı ticaret yapan gayrimüslimlere kiralık vermişti.
O zamanlarda, tüm Osmanlı'da olduğu gibi, Ankara'da da ticaret gayrimüslimlerin elindeydi. Müslüman Türkler, çoğunlukla ticaret erbabının emrinde çalışan, basit hayat süren kimselerdi.
BAŞLANGIÇ
Ahmet Vehbi 15 yaşında ticarete atılmak için okuldan ayrıldı. Dedesi ve babasıyla görüşerek esnaflığa başladı. Karaoğlan Caddesi'nde oturdukları evin altındaki dükkán, bir sandık ayakkabı lastiği, bir sandık şeker, birkaç teker kaşar peyniri, zeytin, makarna gibi mallarla bakkal dükkánı haline getirildi ve üzerine "Koçzade Hacı Mustafa Rahmi" tabelası kondu. Sermayeleri 120 liraydı.
Onun görevi, dükkánı açmak, süpürmek, tozlanan malları temizlemek, müşterilerin aldığı malları tartmak ya da saymak, mangalı yakmak, camekánları temizlemekti. Kısacası, hademe, satıcı ve muhasebeci görevlerini birarada yürütüyordu. Babası, tezgáh başında oturup, satılan malların parasını alırdı.
Zaman geçip, piyasada iş yapanları gördükçe ustalaştı. Kaliteli mallar getirtip satmaya başladı. Bir süre sonra Istanbul'a mal almaya gitmeye başladı. Ayakkabı lastiği işine girdi. Ticaret yapan gayrimüslimleri izledi. Kösele işi cazip geldi. Ankara'daki en büyük kösele satıcısı gayrimüslim bir tüccarın yanındaki Kosti adlı satıcıyla anlaştı ve kösele işine girdi. Sonra ayakkabı yapımında kullanılan malzemeler için ikinci bir dükkán daha açmaya karar verdi. Kösele dükkánına bitişik kendilerine ait dükkánı ayakkabı, hırdavat mağazası olarak açtı. Koçzade Ahmet Vehbi'yi lise mezunu olmadığı için askere almadılar. Ancak Kurtuluş Savaşı sırasında, o da bir şeyler yapmak istiyordu. Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra, Genel Sekreter Recep Peker'e bir dilekçe vererek, Meclis'te bir memuriyet istedi. 1920 yazında Meclis Matbaası'nda Cevat Fehmi Başkut'un yanında musahhih yardımcısı olarak işe başladı.



Vehbi Koç İlk firma kuruluyor




1926 yılında teyzesinin kızı Sadberk hanımla evlendi. Artık daha çok çalışıyordu. Rakipleri arasında ün yapmaya başlamış, babasının tam güvenini almıştı. Koçzade Hacı Mustafa Rahmi Efendi, 1917'de kurdukları Koçzade Hacı Mustafa Rahmi firmasını 1926 yılında ona devretti. Böylece Koçzade Ahmet Vehbi firması kurulmuş oldu. Bir yıl sonra da babası öldü.
Dükkánları yol genişletmesi nedeniyle yıkılmıştı. Yerine şimdiki Koç Han'ı yaptırdı. Artık esnaflıktan çıkmış, tüccar sınıfına girmişti. Işleri iyi gidiyor, ilerlemek, yükselmek istiyordu. Ankara Ticaret Odası'nda ikinci başkan olmuş, ilk çocuğu Semahat Koç (Arsel) doğmuştu. Bu arada Ford ve Standart Oil'in (Mobil) Ankara Temsilciliklerini almış, taahhüt işlerine girmeye başlamıştı. Otomobil ve petrol işine de girmişti.
1931 yılında ilk Avrupa yolculuğuna çıktı. Trenle yaptığı bu seyahatte dış dünyayı tanımaya başladı. Budapeşte, Viyana, Berlin ve Paris'i gördü. Ama o günlerde içini bir evham kapladı. Babasının ve kayınpederinin genç denilecek yaşlarda ölmesi onu korkutmuştu. Paris'te devrin tanınmış kalp doktoru Dr. Vacquez'e muayene oldu. Kalbinin sağlam olduğunu öğrenince çok sevindi.
1934 yılında Istanbul'da ilk teşebbüsüne başladı. Bu aynı zamanda onun ilk sanayi teşebbüsüydü. Haliç Sütlüce'de Hovagimyan Biraderler'in kurduğu boru fabrikasına ortak oldu. Ancak daha işin başında hesaplar iyi yapılmadığı için iş battı. Böyle bir iki tecrübe geçirdikten sonra, "Başkalarının kurduğu işe ortak olmam, kendi kurduğum işe ortak ararım" kararını verdi.
İSTANBUL’DA İŞ HAYATI
1937'de Istanbul'da ilk şubesini açtı. Fermenciler'de 100 bin lira sermayeli Vehbi Koç ve Ortakları Kolektif Şirketi faaliyete geçti. 1938'de de Koç Ticaret Anonim Şirketi'ni kurdu.
Ülkenin sayılı ticaret adamlarından biri haline geldi. 1930 yılında oğlu Rahmi Koç, 1938'de kızı Sevgi Koç (Gönül) ve 1941'de de kızı Suna Koç (Kıraç) doğdu.
1944 yılı, yıllar boyunca başarılı bir şekilde sürecek bir işbirliğinin başlangıcı oldu. Otomobil işinde daha da gelişmek için iyi bir yönetici arıyordu. Sonunda Bernar Nahum'la tanıştı ve onu transfer etti. 1944 başlarında, Bernar Nahum, Koç Ticaret A.Ş. Otomobil Şubesi Müdürü oldu. Böylece uzun yıllar sürecek bir işbirliği ve dostluk başladı.
Bu arada Ikinci Dünya Savaşı devam ediyordu. 1945'te savaş sonrası ticarette öncelik kazanmak için New York'ta Ram Commercial Corporation şirketini kurdu. Ama bu şirket istediği sonucu vermedi. Bu arada lastik firması U.S. Rubber (Uniroyal) firmasının temsilciliğini aldı.
Savaş sonrası ilk Amerika seyahatine çıktı. 52 gün kaldığı bu ülkede, gördüğü her şey onu etkiledi.
Bu seyahatte Ford'la ilişkilerini geliştirdi, ama Henry Ford'la görüşmeye muvaffak olamadı. General Electric'i Türkiye'de ampul fabrikası kurmaya ikna etti.
Türkiye'ye döndükten sonra Cumhurbaşkanı Ismet Inönü'nün ısrarıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin yeni kurulan Parti Divanı'na (Kırklar Meclisi) girdi.
SANAYİYE GİRİŞ
1947'de kendi sermayesiyle ilk sanayi teşebbüsüne girişti. Ankara Oksijen Sanayi Şirketi'ni kurdu. Ardından bir yıl sonra da General Electric Ampul Fabrikası'nı kurdu.
Artık ticaretten sanayiye kayıyordu. Bunda, çocukluk yıllarının etkisi büyüktü. O çok iyi bir gözlemciydi. Ticarete, ticareti çok iyi yapan gayrimüslimleri izleyerek girmiş, hep en kazançlı işleri seçmişti. Sanayiye girerken de, ülkenin, insanların ihtiyaçlarını gözledi.
General Electric'le yaptığı anlaşma çerçevesinde, ürettiği Arçelik buzdolapları General Electric markasıyla yakın doğu ülkelerine ihraç edilmeye başlandı.
Sanayi yatırımları birbirini izliyordu. Daha sonra, Bozkurt Mensucat, Demirdöküm, Türkay, Aygaz, Gazal, Türk Elektrik Endüstrisi, Siemens ile kablo fabrikaları kuruldu ve FIAT lisansıyla traktör üretimine geçildi.
1956 başlarında, Ford'un 34 yakın doğu ülkesi acentaları arasında açtığı yarışmayı, Ankara Acentası olarak Koç kazandı. Amerika'ya davet edildi. Bu yolculuğa Bernar Nahum ve Kenan Inal ile birlikte çıktı. Bernar Nahum'la birlikte geliştirdikleri plan, Türkiye'de otomobil endüstrisinin kurulması, bunun için de önce montaj endüstrisinin başlamasıydı. Bir otomobil montaj fabrikası kuracaklardı. Bunun için Başbakan Adnan Menderes'ten Ford Başkanı Henry Ford II'ye böyle bir yatırıma hükümetin destek vereceğini belirten bir mektup aldı. 9 Kasım 1956'da Ford'la biraraya geldiler. Ford, daha önceki olumsuz tecrübelerinden dolayı, Türkiye'de bir ortak yatırıma girme yanlısı değildi. Ancak, böyle bir işi kredi vererek desteklemeye taraftardı.
Vehbi Koç Türkiye'ye döndü; sanayi yatırımları birbirini izlerken, otomobil işini kovalıyordu. Ama, Ford'un şartları güç geldiğinden onlardan kredi almadı. Krediyi hükümetten istedi. Kendi başına bu işi başaracağına söz verdi. Yeni fabrikanın adı Otosan olacaktı. Arsa alındı, makinalar sipariş edildi. Fabrikaya otomobil acentaları da ortak edildi. 2 Ağustos 1960 günü fabrika işletmeye açıldı.
Birkaç yıl sonra, yerli bir otomobil üretmek için çalışmalar başladı.
KOÇ HOLDING
Topluluğunu köklü bir biçimde kurumsallaştırmak için Amerikalı bir danışmanlık firmasıyla anlaştı. Uzmanlar geldi, topluluğu inceledi ve bir rapor hazırladı.
Şirketlerin Koç Ailesi elindeki hisselerinin kurulacak bir Holding'e devredilmesiyle, şirketleri bu Holding'e ortak etmek, bütün iş arkadaşlarına Holding'den pay ayırmak, bu suretle Holding'e gerçek ve halka açık bir anonim şirket vasfını kazandırmak en doğru çözüm olarak ortaya çıkmıştı. Ailenin Holding'deki çoğunluk hissesini yönetimde dengelemek için, kurulacak bir Vakfa da Holding'den hisse vermek ve bu hisseye yönetimde daha kuvvetli bir mevkii ayırmak da devamlılığı destekleyecekti.
Ancak Holding kurmanın önünde yasal engeller vardı. 1961 yılı başlarında Kurumlar Vergisi Yasası'nda yapılan değişiklikle bu sorun ortadan kalktı. Ve Holding projesini, yakın dostu Hulki Alisbah hazırladı ve danışman firmanın değerlendirmeleri doğrultusunda son şeklini verdi.
Holding esas mukavelesi 20 Kasım 1963 günü Divan Oteli'nde kurucular tarafından imzalandı.
1964 yılında Uniroyal Lastiklerini Türkiye'de üretmeye başladı. 1966 yılı Şubatı’nda, çalışmaları 1960'ların başında başlayan yerli otomobil üretimi konusunda hükümet, imalatın yıl sonuna kadar gerçekleşmesi ve 26 bin 800 liradan satılması şartıyla izin verdi. Çalışmalar hızlandı. Ilk Türk arabasının adı için 100 bin kişinin cevap verdiği geniş bir anket yapıldı. Ve yıl sonunda "Anadol" piyasaya çıktı.
1967'de uzun yıllar planladığı bir yatırımı gerçekleştirdi. Tat Konserve Sanayii'ni kurdu. Ilk düşüncesi 1946 yılında ortaya çıkan konserve ve meyve suyu projesi, 21 yıl sonra Heinz firmasının teknik desteği, Isviçre'li Migros, Türkiye Şeker Fabrikaları ve Şeker Sigorta ortaklığıyla hayata geçti.
Ardından 1968 yılında Italyan FIAT firmasıyla anlaşılarak, yeni bir otomobil fabrikası kurulmasına başlandı. Fabrika 12 Şubat 1971 günü açıldı. Yine bir anketle yeni arabanın adı "Murat" olarak belirlendi.
1970'li yıllar ülkedeki çalkantılara rağmen, Koç Holding'in ve Vehbi Koç'un hızlı gelişme ve "kök salma" dönemi oldu. 1972'de yine bir ilke imza atarak Türkiye'nin ilk dış ticaret şirketi Ram Dış Ticaret'i kurdu. Koç Yatırım ve Pazarlama A.Ş. halka açıldı, Türkiye'nin ilk süpermarketlerinden Migros, Koç Topluluğu'na katıldı. Özel sektörün ilk araştırma geliştirme birimi Koç AR-GE'yi kurdu. 1980'lere gelindiğinde Koç Holding, her alanda büyük yatırımları olan kapsamlı bir topluluktu artık.

Vehbi Koç'un emeklilik hayatı

Vehbi KoçVehbi Koç, 1984 yılında Koç Holding Idare Meclisi Başkanlığı'nı oğlu Rahmi Koç'a devrederek, aktif olarak yönetimden çekildi. Ama, çalışmayı bir an bile bırakmayarak Koç Holding Şeref Başkanı sıfatıyla çalışmalarını sürdürdü. Ve zamanının büyük bölümünü vakıf ve hayır işlerine yönlendirdi.
1900'lerde, küçük bir bakkal dükkánından yola çıkan Vehbi Koç, dünya çapında bir topluluk yaratmıştı.
Iş hayatındaki bu çabaları onu dünya çapında ödüllerle tanıştırdı. Işadamı olarak yıllarca Ankara Ticaret Odası Başkanlığı'nı yürütmüştü. 1987 yılında Milletlerarası Ticaret Odası onu "Dünyada Yılın Işadamı" seçti. Ödülünü Hindistan Başbakanı Rajiv Gandhi'den törenle aldı. 1994 yılında ise Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı'ndaki çalışmaları nedeniyle Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Planlaması Ödülü'nü Genel Sekreter Boutros Ghali'nin elinden aldı.
Vehbi Koç sadece iş dünyasındaki başarılarıyla öne çıkmadı. Sosyal faaliyetleriyle de örnek oldu. Özellikle Avrupa ve Amerika seyahatlerinde, büyük işadamlarının eğitim ve sağlık alanındaki faaliyetlerle isimlerini ölümsüzleştirmelerinden etkilendi. "Işe başlayıp biraz para kazandıktan sonra, mahallesinde, çarşısında, halk arasında muhtaç olanlara yardım etmekten mutlu olduğunu" söylerdi. 1948 yılında bir adım atmak istedi; "toplumsal ihtiyacı" görerek, öğrenci yurdu yaptırdı. Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Öğrenci Yurdu 1951 yılında hizmete girdi. 1960 yılında çocuk hastanesi olarak Ankara Valiliği'ne kiraya verdiği binayı, çocuk hastanesi olarak kullanılmak üzere Hazine'ye bağışladı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz Bankası, Eskişehir Iktisadi ve Ticari Ilimler Akademisi Vehbi Koç Kitaplık ve Araştırma Binası, ODTÜ Vehbi Koç Öğrenci Yurdu, Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsü, Amiral Bristol Hastanesi Vehbi Koç Kanser Pavyonu, Taksim Atatürk Kitaplığı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmalar Merkezi onun sosyal alandaki faaliyetlerinin birer örnekleriydi.
Daha sonra sosyal faaliyetlerini de kurumsallaştırma yoluna gitti. Ilk olarak 1967 yılında bir yurtdışı seyahatten aldığı ilham ile çelenk bağışlarını eğitime yönlendirmek üzere Türk Eğitim Vakfı'nın kuruluşuna öncülük yaptı. Ardından 1969 yılında eğitim, sağlık ve kültür alanında faaliyet göstermek üzere Vehbi Koç Vakfı'nı kurdu. Türkiye'nin nüfus ve aile sağlığı sorununu gören Vehbi Koç 1985 yılında Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı'nı kurdu ve ölümüne kadar başkanlığını yürüttü. Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı TEMA'nın bir numaralı kurucu üyesi oldu. Artık sosyal çalışmalarını bu vakıflar aracılığıyla yürütecekti. Bu çalışmalarla 100 bine yakın öğrenci öğrenim imkánı buldu. Tüm bunların ardından Koç Özel Lisesi, Koç Üniversitesi ve Sadberk Hanım Müzesi geldi. 25 Şubat 1996 tarihinde Antalya’da öldü ve Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi.
İLKLERE ATILAN İMZALAR
1928 Ilk Yabancı Temsilcilikler... Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan sanayi ve imar hamleleri ile birlikte Vehbi Koç, yabancı firmalarla temaslar kurdu ve Türkiye Temsilcilikleri aldı. Koçzade Ahmet Vehbi firması, ülkemizin o dönemdeki dış ticaret ilişkilerini geliştirerek 1928 yılından itibaren başlıca Avrupa ve Amerika şirketlerinin Türkiye distribütörü oldu.
Vehbi Koç henüz 28 yaşındayken Ford ve Standard Oil (şimdiki Mobil) temsilciliklerini aldı.
1938 Ilk Anonim Şirketi... 1938 yılında Vehbi Koç şahıs firmalarının uzun ömürlü olmadığını gördü ve Koç Ticaret Anonim Şirketi'ni kurdu. Bu şirket zamanla Koç Topluluğu'nu meydana getiren girişimlerin temeli ve gelişme merkezi oldu.
Şirketlerin bir özelliği de Koç Topluluğu'nun ana ilkelerinden yönetici ve çalışanların yönetime ortak olmaları hususunun ilk kez bu kuruluşta uygulamaya konulmasıydı.
1944 Ilk Otomobil Satış Şirketi...
Ilk Otomobil Satış Şirketi olan Motör Ticaret'i kurdu. Ankara Oksijen Şirketi'ni kurdu. Bu kendi sermayesi ile giriştiği ilk sanayi teşebbüsüydü.
1948 Ilk Yabancı Ortaklık ve Sanayide ilk yatırım...
Vehbi Koç 1946'da, ABD'ye ilk gidişinde General Electric firmasıyla Türkiye'nin ilk ampul fabrikasını kurmak üzere bir anlaşma imzaladı. Amerikan sermayesinin Türkiye'deki ilk ortak girişimi olan bu yatırım, sadece Türkiye'yi yerli ışıkla aydınlatmakla kalmadı, yeni ortaklıkların yolunu da aydınlattı. Koç diğer çokuluslu şirketlerle de üretim izni anlaşmaları imzalamaya, ortak yatırımlar yapmaya başladı.
1954 Öncü liderlerden, öncü ürünler...
Fiat traktörlerinin temsilciliğini alan Vehbi Koç, 1964'de bu traktörlerin Fiat lisansıyla ve ithal fiyatından daha ucuza Türkiye'de üretilmesini sağladı.
1954'te Bozkurt Mensucat Fabrikası üretime geçti.
Arçelik'in temellerini atan Erol isimli şirket oluşturuldu.
Türkiye'nin ilk radyatörlerini ve daha sonra otomotiv endüstrisi için dökme parçaları üretecek Türk Demir Döküm Fabrikaları kuruldu.
Ilk özel kibrit fabrikası Türkay (şimdiki adıyla Kav) üretime geçti.
1955 Türkiye'nin ilk çamaşır makinelerini, buzdolaplarını, termosifonlarını üretecek olan Arçelik tesisleri kuruldu.
1959 Otomotive Geçiş... Koç, Ford'la kamyon montajı konusunda anlaşmaya vardı. Türkiye'nin bugün önde gelen otomotiv kuruluşu olan Otosan fabrikasının yeri alındı ve makine siparişleri verildi. Araç satıcıları da Otosan'ın ortakları oldu. Üretilen ticari araçlar ülkenin kalkınmasında önemli rol oynadı.
1962 Tüpgaz mutfaklarda... Aygaz ve Gazal şirketleri, bütan gaz depolaması, dağıtımı ve tüp yapımında öncü şirketler oldu. Türk halkı bütan gazı ilk defa Aygaz ile tanıdı. Bu marka halen bu ürünün simgesidir.
1963 Türkiye'nin Ilk Holding'i Doğuyor... Türkiye'nin ilk Holding'i olan Koç Holding'i kurdu.
Küçük bir aile işletmesinden, gerçek bir şirketler topluluğuna ulaşılmış, bu sayede Türkiye dünya standartlarında yeni bir şirket modeli kazanmıştır..
1963 Muhasebe ve Mali Sistemde Reform... Vehbi Koç'un yönetici seçme ve yönetme başarısı, Koç Topluluğu'nun muhasebe ve mali sistemde Türkiye'de ilk defa kendi bünyesinde uyguladığı reformlarda ortaya çıktı. Seçkin yöneticilerden oluşan Koç Mali Grubu, 1963 yılında standart muhasebe düzenini uygulamaya başladı. Tip bilanço formlarını ilk yapan kuruluş olan Koç, genel mali raporlar, bağlı değerler kavramını ortaya atarak öncü oldu.
1964 Ilk otomobil lastiği... Uniroyal işbirliği ile, Türkiye'nin ilk yerli oto lastikleri üretilmeye başlandı..
1964 Ilk Kablo Fabrikası... Türkiye'nin ilk kablo fabrikasını kurmak üzere Siemens'le ortaklık anlaşmasına varıldı. Türk Traktör, Fiat lisansıyla ilk Türk traktörlerinin üretimine başladı.
1965 Ilk Elektrik Motoru... Koç ve General Electric işbirliği ile Türkiye'nin ilk elektrik motoru ve kompresör üreten fabrikası Türk Elektrik Endüstrisi kuruldu. Aynı yıl Izocam, cam elyafı ile yalıtımda öncü kuruluş olarak üretime geçti.
1966 Ilk Türk Otomobili... Ilk Türk Otomobili Anadol üretilerek piyasaya sunuldu. Karoseri, plexiglass/cam elyafından üretildi.
1966 Ilk Amortisör... Istanbul'da kurulan Beldesan, Türk otomotiv endüstrisinin en büyük amortisör üreticisi oldu.
1967 Ilk Konserve... 1946 yılında Amerika'yı ilk ziyaretinde çeşitli meyve suyu satan mağazaları gören Vehbi Koç, Türkiye'de meyve suyu yaparak yurtiçi ve yurtdışına satmayı düşünmüştü. Ancak ülkemizde meyvelerin çok pahalı olması nedeniyle bu projenin verimli olmayacağı ortaya çıktı. Yıllar sonra çalışmanın sonucunda Heinz firmasının teknik yardımı Türkiye Şeker Fabrikaları, Şeker Sigorta ve Isviçre Migros'un ortaklığı ile Tat Konserve Sanayi kuruldu. Tat bugün Avrupa'nın ve dünyanın en büyük salça fabrikalarından biridir.
1967 Ilk treyler çekici üretimi... Vehbi Koç tarafından kurulan Otoyol, Türk sanayisine büyük katkısı olan, ilk düz treyler çekicilerini üretti.
Türk Eğitim Vakfı'nın kurulmasına öncülük etti.
1970 Ilk Şirket Planlama Bölümü... Türk özel sektöründe uzun vadeli çalışmaya yönelik ilk şirket Planlama Bölümü, 1970 yılında Vehbi Koç'un direktifi ile Koç Holding bünyesinde kuruldu. Bugün geniş bir kadro ile yatırımlara yön veren Koç Holding Planlama Grubu, Vehbi Koç'un 27 yıl önceki bir öngörüsünün eseriydi.
1970 Elektrik donanımı... Mako ile otomotiv endüstrisinin önemli bir kolu olan elektrik donanımıyla ilgili parçalar üretildi.
1970 Ilk Dış Ticaret Şirketi... Birçok ilke imza atmış olan Vehbi Koç'un gerçekleştirdiği bir olgu da Türk ekonomisindeki köklü değişikliklerle ihracatın giderek önem kazanacağını çok önceden sezinleyerek Ram Dış Ticaret Şirketi'ni kurmuş olmasıydı. Koç Topluluğu bünyesindeki şirketlerin dış ticaret faaliyetlerini bir merkezde toplamak amacıyla kurulan Ram Dış Ticaret, dış satımın hız kazandığı günümüzde çeşitli ülkelerde kurduğu şirketlerle uluslararası bir kuruluş haline geldi.
1973 Slindir blokları, aks ve diferansiyal üretimi... Bursa Orhangazi'deki Döktaş Tesisleri Fiat'ın teknik danışmanlığıyla kuruldu. 1977'de ilk kez silindir blokları, aks ve diferansiyel üretimine başlandı.
1973 Halka Açık Ilk Şirket... 1973 yılında 180 milyon TL sermaye ile kurulan olan Koç Yatırım ve Sanayi Mamulleri Pazarlama A.Ş. halk tasarrufları ile halka açık olarak oluşturulan ilk ciddi özel sektör kuruluşudur.
1977 Jant... Itfaiye arabalarından çöp kamyonlarına kadar, her türlü araç üreten Koç, 1977'den bu yana jant üretimini de Tekersan'da gerçekleştiriyor. Tekersan otobüs, kamyon, traktör, treyler ve ağır vasıta jantları üretiyor.
1979 Motorlu araç göstergeleri...
Türkiye'nin ilk motorlu araç göstergeleri üreticisi olan Endiksan, 1979'dan bu yana, Istanbul'da Ingiliz Smith Industries lisansıyla motorlu araç göstergeleri imal ediyor. Endiksan, 1985'de kamyonlar için takometre, deniz araçları ve jeneratörler için göstergeler üretmeye de başladı.
Sanayinin temel hammaddesi olan yüksek vasıflı çeliği ülkemizde üretmek de Vehbi Koç'a nasip oldu. Koç, Türkiye Iş Bankası ile ortak, Asil Çelik şirketini kurdu. Bu mükemmel tesis, kur garantisinin kaldırılmasıyla, ekonomik nedenlerden ötürü milli ekonomimize kazandırılması için Hazine'ye devredildi. Ülkenin iftihar edeceği bu büyük eserin üretimini sürdürmesi Vehbi Koç için bir teselli kaynağı oldu.
1980 Ilk özel müze... Türkiye'de ilk özel müze olan, Sadberk Hanım Müzesi'ni 1973 yılında yitirdiği eşi adına kurdu.
1982 Işyerinde Eğitim Veren Ilk Kuruluş... 1982 yılında, Türkiye'nin işyerinde eğitim veren ilk merkezi Koç Holding Eğitim ve Geliştirme Merkezi'nin (KOGEM) kurulmasına öncülük etti.



Vehbi Koç'un yazdığı kitaplar




HAYAT HİKAYEM
Vehbi Koç "Hayat Hikáyem" başlıklı ilk kitabında 1973 yılına kadar yaşadıklarını, tecrübelerini geniş bir yelpazede sundu.
Vehbi Koç, bu kitabını şu sözleriyle anlatıyordu:
"Memleketimizde çeşitli konularda pek çok değerli eser yazıldı. Bugüne kadar birçok büyük, bilgili ve zeki işadamımız yetiştiği halde, onların hayatını ve tecrübelerini anlatan bir kitap yazıldığını sanmıyorum.
Ben, Cumhuriyet devrinde yetişen bir işadamıyım. Elli yılı aşan iş hayatımı kaleme almayı çoktandır tasarlamakta idim. Günlük işler ve birbirini kovalayan olaylar yüzünden yerine getiremediğim bu isteğimi Cumhuriyet'in 50. yılı olan bugünlerde gerçekleştirebildiğim için mutluyum. Okuyucularım bu kitapta, esnaflıktan başlıyarak bugünkü durumuna gelinceye kadar geçen hayat hikáyemi bulacaktır."
HATIRALARIM, GÖRÜŞLERİM, ÖĞÜTLERİM
1973 yılında yazdığı Hayat Hikáyem isimli kitabıyla o zamana kadarki yaşamını aktaran Vehbi Koç, 1970'li yıllardan sonra yaşadığı günleri, iş ve hayat tecrübelerini 1987 yılında kaleme aldığı "Hatıralarım, Görüşlerim, Öğütlerim" adlı kitabıyla Türkiye'ye sundu. Kitabın önsözünde şöyle diyordu:
"Bu insan; sağlıklı, kafasını ve bedenini çalıştırma alışkanlığı kazanmış, dakik, sabırlı, inançlı, sadık, uyanık, düşünen, teknolojiye ve çağdaş gelişmeye inanan, başarılı olmasını ve para kazanmasını bilen, kazandığı parayı hayır işlerinde de kullanan, sağlık, kültür, sanat hizmetleri ve eğitime ağırlık veren, demokrasiye inanmış ve memleketini seven bir insan...
Hayatının iki temel ilkesi, "kurmak" ve "yaşatmak"tır.
Bu ilkeler, meydana getirdiği kuruluşların başarılı, güvenilir, uzun ömürlü olmasını ve müesseseleşmesini sağlamıştır.
Anılarım, Görüşlerim, Öğütlerim kitabı, yarım yüzyılı aşan bir tecrübeler dağarcığıdır.
Amacı, gelecek kuşaklara ışık tutmaya, onlara fayda sağlamaya yardımcı olmaktır.
Insanların belirli ilkeleri olmalıdır.
Bunlar, hem iş hayatında, hem de şahsi yaşantıda bir denge ve istikrar içinde yürütülürse anlam taşır, kalıcı ve güvenilir olur."
Share this article :

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. teleyorum - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger